6 Eylül 2011 Salı

Yaz Biterken.. Taşınmak, taşımak.. Part 1

Taşınmak, taşımak nereden geliyor diye merak edenlere, yaz biterken, bundan sonra değiştirmeyeceğime emin olduğum bir alışkanlık sahibi oldum. En son üç ay ömrü kaldığını söyledikleri Steve Jobs'a sonsuz teşekkür. "Ipod Touch". İçinde kelime avı denen bir oyun var ve ben  uykumda bile 16 harften kelimeler buluyorum. İnanılmaz bir beyin jimnastiği ama dikkat bir yerden sonra bağımlılık yaratıyor.

Steve Jobs'a saygılar..

Taşınma kısmını açıklamışken, evet yeni evime taşındım, içi dolu bir sürü if ile. Tanrım ne kadar zormuş bir kez daha hatırladım. Eee benim kadar çer çöpün olursa, bir yerden sonra neyi nereye koyacağını bilemezsin. Biraz şapşal olunca tabii ortaya bir sürü traji komik olay çıkıyor.  Buyurun sıralayalım:

Yatak odasını en yanlış şekilde yerleştirip sonra en başa dönüp, hepsini oynatmak..
Aaa salona sığmıyoruz paniğiyle adamları gönderdikten sonra annemle kocaman bir köşe kanapenin ve dolu kitaplığın yerini değiştirmek..
Boşu boşuna eve elektrikçi getirip adamla aynı anda evde yapabileceği bir şey olmadığını farketmek..
Merak edenlere salonumdan bir kare..



Resim kalitesi için mazur göreceksiniz, kendisi şarjı bitmek üzere olan bir cep telefonu ile çekildi!

Yaz biterken, yastayım tahmininiz üzere. Basketbol turnuvası, ligin başlaması olmasa kendimi bir odaya kapatıp hiç çıkmayabilirdim. Yazı yalnız geçirmişim, dilediğim kadar tatil yapamamışım, eee başımda kavak yelleri falan da esmiyor, sıradandan daha da sıradan biriyim, ama hala bir çoğunuza göre daha mutlu, kendimle barışık olduğuma iddiaya girebilirim. Nasıl mı? Ben neleri kaçırdığımı farkındayım, neler mi, siz de bu liste üzerinden gidebilirsiniz. 

Ege'de denize girmek, off 
Bon Jovi konserine gitmek.. kardeşim sürekli onu dinleyerek her fırsatta bana kızgınlığını dile getiriyor!
Ehliyet almayıp, kendini yollara vuramamak, ah nasıl ihtiyacım var halbuki!
Yaz okuluna kalmamak..
Aylaklığı bırakıp staj yapmak!
Arkadaşlarımla çok çok çok vakit geçirmek gezmek tozmak, evet yetmedi! Bu listeye aklıma geldikçe devam edeceğim. 

Bu kadar dert yandım taşınmakla ilgili  ama arada Zara'ya uğramadım sanmayın. Deriler her yerdeler, şimdiki amacım oradaki siyah küçük straplez deri elbiseyi giyebileceğim bir yer ve bir beyefendi bulmak, kendisi her türlü iltifatı hakediyor malum. Eee tabii bende, evet kendimi biraz beğenmişim..

İlham kaynaklarımdan biri olan Dilek henüz güze ve kışa göz kırpmasa da, derileri atlayacağını düşünmüyorum, merak edenlere, buyrun Dilek.. (http://hickiyafetimyok.blogspot.com/)

Bu arada hiçbir şeyi kaçırmadım tabii, ama yeterince okuma fırsatı bulamadığım için ilerleyen günlere kaldı. En başta İsrail var. Bazı şeyleri hayretle izliyorum ve okuyorum.

Yaz bitmeden keşke demek istemiyorsanız, mutlaka dinlemeniz gereken bir şarkı var. Benim seratoninim inanın. Farketmeden ritim tutacaksınız. 



"If I was a boy, I don't try to love a girl, just love"..

Ps: Who said three is a crowd!

1 yorum:

  1. wow bir ilham kaynağı olarak kendimle gurur duymak üzereyim:)
    o konuya illa geliriz ama hava hala daha 30 derece!

    YanıtlaSil