12 Aralık 2011 Pazartesi

Waiting For Godot.

Samuel Beckett'in bu eserini izlemiş olma olasılığınızı düşük olduğu gerçeği ile yüz yüzeyim, sakin olun. Ama son zamanlarda çoğu insandan bunu bir deyim kullanma rahatlığında işittim. Gerçek olmayan ya da gerçekleşemeyecek birini, bir şeyi beklemek. O zaman "Godot'u bekler gibi" doğru yerde kullanılmış oluyor. İnanın Samuel Beckett'in öyle kaygıları yoktu, adam kendi absürt, ama duysa mutlu olurdu. 

Ağır aksak ideoloji olarak adlandırdığım ve beni en az Godot'u beklemek kadar gülümseten bir durum var. Eskiyi özleyen, ama asla dönemeyeceğini bilen, modifiye etmeye çalışırken karşı durduğu görüşlere daha çok yakınlaşan, diğer bir deyişle Godot'u beklerken kendi Godot'larını dirilten ya da yaratan Vladimir ve Estragonlar. 

Erdoğan Godot mu, sanırım birçok insan böyle düşünüyor. Marx bir gün gelir ve tüm işçiler birleşin der mi, sanmam, kapitalizmden sonraki dönemeç komunizm ya da sosyalizm olmayacak, hala buna inanmak isteyenler varsa üzgünüm. 

Neyin ya da kimin geleceğini bilmeden, bana sorarsanız Godot'u beklemek çok saygı duyulacak bir davranış, cesaret örneği. Hele de herkesin kontrol delisi olduğu ve kendi canavarlarını kendi yaratıp, üstüne bir de yok ettiği zamanlarda..

Evet, ben izledim, bence siz de yapın. Godot'un gelmesini beklemeyin, çünkü gelmeyecek. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder