26 Aralık 2011 Pazartesi

Futbol'un 2011'i biraz ekşi kokuyordu! Geçecek!

Her alanda bir yılı geride bırakırken, şüphesiz futbol; doğal afetler, haksız yargılanmalar ve tutuklanmalardan sonra gündemin göbeğinde uzun bir süre ikamet etti. Yöneticilerden, futbolculara, teknik adamlara, gol sevinçleri parmaklıklar ardında kaldı, uzun bir süre de öyle olacak gibi gözüküyor. Herhalde TFF başkanının adının bu kadar bilindiği bir dönem ve bu kadar medya önünde bir başkan şimdiye kadar görülmemişti. 

Dün "Büyük Fenerbahçe Mitingi" vardı. Daha önce bu konuda fikrimi kadınlar ve çocuklara ücretsiz bilet ile ilgili olan yazımda yazmıştım. Bütün bu yaşananlar Fenerbahçe taraftarını birbirine daha da yaklaştırdı. Ve daha sert bir taraftar, futbolseverlerden aldığı destekle diğer taraftarlara karşı da yumuşadı. Şansal Büyüka'nın bugün anlattıklarında Fenerbahçe-Galatasaray derbisinin ifademi destekler olduğunu görüyorum. Hepimiz özellikle bu yarının sonları doğru yumuşadık, Türkiye futbolu böyle hatırlanmasın, böyle olmasın dileklerinde birleştik. Artık rakip takım taraftarlarını cam kapı indirmeden, biletleriyle yerlerinde görmek istiyoruz.


Playoff sistemine geçtik ama kim ne kadar biliyor, yürüyecek mi, biz bunu sevmedik mi diyeceğiz merakla bekliyoruz. Ama şöyle bir devre arası puan durumuna bakarsak, üç büyükler ilk dördün içinde herhalde aynı anda yıl ortasında bulunmayalı olmuştu. Acaba bir motivasyon sağlamışmıdır, sezon sonu bunu bize anlatacak. 


Türk Telekom Arena'nın bitmesiyle, her türlü eleştiriye karşın, Türk Futboluna çok güzel bir stadyum kazandırdı. Hala sorduğum neden Şükrü Saraçoğlu'nun üstten ısıtma sistemi orada yok. Bursaspor şampiyonluğun devamını getiremedi. Trabzon, Beşiktaş olma yönünde ya Avrupa ya Sportoto dedi. Hepimiz Avrupa'da zevkle izledik. Abdullah Avcı, Milli Takımımıza hayırlı olsun, Büyükşehir'deki koltuğunu Arif Erdem'e bıraktı. Bülent, Arif, Ümit, Turgay derken UEFA şampiyonları teknik kadrolardaki kotaları hızla dolduruyorlar. 


Yılın her şeyini seçtiğimiz bugünlerde, Boğaziçi Üniversitesi Spor Kulübü'nün Emre Belözoğlu'nun "Yılın Futbolcusu" seçmesinin tepki alacağı belliydi. Annem haberden bana bahsettikten sonra bende okudum. Sözü Ercan Güven'e bırakacağım, o en güzel şekilde ifade etmiş. Emre son zamanda oldukça tepki almış, kendi takımı tarafından dahi birçok hareketi yüzünden eleştiri alan bir futbolcu. Türkiye'de hala hem top oynayışı hem de kişiliğiyle örnek olan ve sevilen çok futbolcu var. Dün Arif Erdem ve İlhan Mansız'ı Ceyhun Yılmaz'ın 21 programında seyrettim ve biz hangi takımı tutarsak tutalım bu adamları seviyoruz. 2000-2001, 2002-2003, bu sezonlar o kadar güzel zamanlardı ki, üçüncülük bu adamlara bir hediyeydi, o kadar çok hak ediyorlardı ki. 


Devre arasında futbolcu almayı, satmayı çok seven Türk Futbolu, en kötü senesini geride bıraktı. Şikesiz, ayakla kazanılan bir 2012 diliyoruz. Arda'da mutlu oldu ya, tabii bu arada futbol oynamayı hatırladı. Bu da bu seneden bize kalan bir anı olsun :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder