3 Şubat 2012 Cuma

Günübirlik Darbeler ve Dindar(Dinci) Gençliğimiz

Bazı sabahlar daha sinirli uyanırım. Bu bazen bir gece önceki alkol seviyem, yalnızlığımın rahatsız edilmesi, Beşiktaş'ın yenilmesi ya da çoğunlukla bir gün önce okuduğum ve devamı dahada kötüleşecek korku filmi gibi haberlerden kaynaklanır. Eğer hala gazete okumadıysanız, siyah beyaz çirkin Türkiye portrelerinden haberler seçtim bugün. 

Ragıp Zarakolu'yu tanıyor musunuz? Kendisi bir yayıncıdır en kısa haliyle. İsveçli milletvekilleri tarafından Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterildi. İnsan hakları savunucu olduğu, uluslararası arenada basın ve düşünce özgürlüğünün sembolü olarak görüldüğü için.. Şu an KCK davasından tutuklu.. 

İlker Başbuğ.. Emekli Orgeneral-Eski Genelkurmay Başkanı.. İnternet andıcı davası sonrasında, birkaç dava birleştirilip, darbeye teşebbüsten "müebbet" talebi istendi. Tabii herkes Kenan Paşa kadar şanslı olmuyor. Henüz bu konu hakkında gördüğüm kadarıyla hiç bir kademeden ses gelmedi. Neden? Yargının bağımsızlığına saygımız var. Ya da birileri zaten ne olacağını biliyor, ve bunun devamı gelecek. Başbuğ'un tutuklanmasını dahi yadırgadık, bu adamın kaçacak hali yoktu ya. Ama bu son karar, ben sindiremedim. 

Ne oldu darbe girişimi? Siz hala darbeyi asker mi yapar sanıyorsunuz? Bazen her şeyin bir anda olmasına gerek yoktur, nakış gibi işlenir, bir bakmışsın 5 yıl sonra başka bir yerde başka bir Türkiye. 2001'den beri olan budur. Eteğinde taşları bazen tutamayan bir Leviathan en son "dindar gençlik yetiştirme" potunu kırmış bulundu. Dün bir arkadaşımla da konuştuk, "dindar" ile "dinci" arasındaki fark ne? Bana göre dindar olan sana göre dinci oluyorsa ne yapacağız? Hasan Cemal güzel anlatmış, bir torna Atatürkçü yetiştirdikten sonra sıra dindar olanlara mı geldi? Hep bir kalıba sokulmak zorunda mı bu gençlik? Maalesef, konuştuğumuz şey inanç özgürlüğü değil otoriter dini rejim. Hani Kore'de ağla dendiğinde ağlayan milyonlarca insana şaşkınlıkla baktık ya, bizim inançlarımız bile tekelde, bırakın düşüncelerimizi, gözyaşlarımızı. Daha da zor olanı bence bir yalanı yaşamak, demokrasi ve laiklik yalanı. Auster'dan daha önceki yazımda bahsetmiştim. Bir de bu arada nedense Oyak emekli maaşlarını açıklamış. 

Grup Yorum konser bileti sattığı için tutuklananlar var, duydunuz mu? Bu Serdar Ortaç konser bileti satmak gibi bir şey, hemde 8 Mart için. 2010'da İnönü'deki konsere bakın lütfen. Yapmayın, sapla samanı karıştırmayın artık. 

Benim aklımda bir soru.. Siz birinin bu ülkeyi bölmesinden, devleti yıkmasından mı; yoksa sizin güç kulesini devirmesinden korkuyorsunuz?

Herkes için sıcak bir haftasonu olsun..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder