29 Ocak 2012 Pazar

Aynanın önünde bir Türkiye

Haberlere adamakıllı ancak bugün bakabildim, Paul Auster haberi her yerden istemesende göze sokuluyor. Belki hem aynanın karşısında durmak hem de yalancı bir ayna olmak bize öğretildiği için tepki gösterenlere, ya da Amerikalı'nın biri laf etmiş Türkiye'ye zihniyetine uzak durmak zorundayım. Son bir iki yılda dış basın ve ülkerlerde bıraktığımız izlenim ve bizin içinde yaşadaığımız illüzyon arasındaki fark git gide açılıyor. Biz ne kadar demokratik, özgürlükçü, Avrupa'nın bir parçası olarak kendimizi görmeye ve göstermeye çalışsak da bizim yalancı ayna arada bir doğruyu gösteriyor. Fransa soykırımcı dedi, kendine bak, biz yapmadık, atalarımız yaptı sayılmaz dedik. Auster tutuklu gazetecileri örnek göstererek demokratik olmayan bir ülkeye ziyarete gelmem ded, haklı, birileri  tepki göstermemeli mi, keşke bu bir avuç insanın adını bildiği bir yazar olmasa da, mesela Can Dündar bu resmi anlattığında TT olsa. Ama biz ayna meraklısı bir milletiz, ama hep daha uzun daha ince daha renkli gösterenlere, arada biri bizi olduğu gibi ya da olanı biraz abartarak anlatsa parmaklar kalkıyor, OLAMAZ. Yasama, Yürütme ve Yargı üç büyük kuvvetse, hayırlı olsun, iktidar partisinin yasama hoşluğu, yürütme boşluğu ve yargının özelliği ve tekelliği, üç kuvvetimiz ağlanacak haline gülmekte, biz de Yalan Dünya seyredip, aslında hayal ettiğimiz Türkiye'de sadece zihinlerimizde yaşadığımız gerçeğine kulaklarımızı tıkamaktayız. 

İyi pazarlar..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder