1 Mayıs 2012 Salı

İçimde erken bir yaz havası var!

Yaz derken hani bu okulların tatil olduğu, sabah uyanmanın dahi bir nedene ihtiyaç duymadığı hafif sarhoş zamanlardan bahsediyorum. Pardon, çok değil bir ay sonra benim için yaz diye bir şey olmayacak değil mi? Arı dediğinin mevsimi yok, harıl, harı, har.. 

Üstümde minicik yazlık şort, suratımda aptal bir gülümsemeyle şezlong yerine yatağın üzerine tünemiş, deniz yerine masanın üstündeki okunacaklara bakıyorum. Anlayacağınız, ruhum yanlış fonun önünde poz  veriyor, biri arkaya bir güneş bir deniz bir de kaslı şeyler koyabilir mi? 

Uzun tatilller iyi değildir, nasıl mesafelerin erkeklerin ilişkilerini kötü etkilediği gibi, konsantrasyon kaybı, ilişki sözlüğüne göre arzulama problemine giden yoldur. Tatilin yurtiçi, yurtdışı cıvığını çıkardığım şu son 10 günde, sudan çıkmış balık gibi hissetmem tabiiki tesadüf değil, ama mesele yeğen, kendine nasıl tekrar çeki düzen vereceğin..

Soldan sağa; özet çıkaran çocuk, maç peşinde koşan çocuk, otobüste uyuyan kız, et yiyen adam, fotoğraf çeken kız, Old Town'da koşturan kız, bira içen çocuk..
Neşem gırla, ruh halim çorba gibi, gezi yazılarından ben bile baydım. Senaryo yazmakla uğraşırken düşünerek yazma fikrinden tiksindim, zorlu günlerdi. Karadağ'ı çok merak ederseniz, Kotor Körfezi yazın  ve beş dakika resimlere bakın. Ama ben sizin için bir fotoğraf koyabilirim, o kadar tembel olmanın manası yok, yoksa full tembel modunda çalışmaktayım. 

Yeri gelmişken, zaman yer mekan yemek içki, hepsi küçük bahane, asıl olan bunlar olurken yanında kimlerin olduğu. Komik bir şey olduğunda, ya da güzel bir manzarada bir tek sen ve onlar olabiliyorsa, kafanda hayaletler,seninle seyahate çıkan dertler,tasalar yoksa, senden mesudu yoktur. Bende öyle bir on gün geçirmenin verdiği sonsuz bahtiyarlıkla normal hayata adapte olamamakta pek de haksız sayılmam. 

Külkedisi eve dönmeden, işçinin ve emekçinin bayramı kutlu olsun. Ne mutlu benim gibi onlarla vakit geçirme fırsatı bulup, iki kelimenin belini kırabilenlere, önce neşelerine sonra sıkıntılarına ortak olabilenlere, bugün küçücük bir bayrakla da olsa o meydanda onların seslerine hoparlör olanlara.. Camları kıranlara bir sözüm yok, onlara baştan bayramı anlatmak lazım. 


Kültürlenmek istiyorum diyenler için, olurda giderim, fikrim olsun derseniz, buyrun Hırvatistan için maviye, Bosna Hersek için sarıya tıklayın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder