4 Mayıs 2012 Cuma

5 Haneli Blogger Olmak/OTOSANSÜR

Dün öğleden sonra Kerem'le konuşuyoruz. 

-Blogtan mı okudun?
-Okumadığımı mı zannediyordun? Okuyorum.
-Okumamanı tercih ederim. 

Buradan sonrasını pek hatırlamıyorum. Yaratıcılığım, çılgınlığım, ar damarım, hayal gücüm, o kelimeleri hep benden iyi kullanır, şüphesiz kendime güvenim ve ben olabilmeye duyduğum saygı ve daha nicesinde bu adamın katkısı büyüktür. Ah bir de (gerçekten bu ayrı mı bitişik mi bilmiyorum kerem, -de'siz okuyorum ama bilmiyorum işte! ) şu -de'ler..

Konu şuydu: Blogger olmak baştan aşağı sansürlü yaşamaktır. Konuşur gibi yazmak, ne hissediyorsam yazdım diye bir şey yok, hep daha fazlası, daha aslı vardır bir yerlerde, ama yazamazsın. 

Daha çok aşıksındır, acı çekiyorsundur yazamazsın, o okur.. 
Kemalistinden, muhafazakarından, milliyetçisinden, cumhuriyetçisinden nefret ediyorsundur, yazamazsın humanistsindir önce, yazamazsın..
Canın o gün aldığın kırmızı elbiseden bahsetmek ister, yazamazsın, ne o moda bloğuna mı döndün sende der biri..
Hükümete, yaşadığın topluma, %50'lik aynanın diğer tarafına kızmak istersin, yazamazsın, sende %50'sin bir yerde.. 
Gezdim, tozdum, içtim, ve.. demek istersin, durur bir an önce size ne dersin, sonra Trt1'deki teyzeye bağlanmış bulursun kendini..
Hayat ne boktan şeysin diye bağırmak istersin, önce annen duyar, herkese açık bir alandayız sonuçta, yazamazsın..
Ya da benim gibi blog üzerinden insanlara mesaj göndermek yerine mail, mesaj gibi modern çağın daha eski gereçlerini kullanmayı ilke edinmişsindir, yazamazsın..

Bu gece ya da yarın sabah öyle ya da böyle 10000 kere 100'lerce farklı kişi buradan geçmiş, ve klavyeye kustuklarımdan nemalanmış olacak. Ben aslında çok uzun ve karmaşık cümleler kuran, konuştuğundan hızlı hissettiği için pek de konuşmayı beceremeyen, sadece hisleri ve istekleriyle yaşamanın yanında insanlara gereksiz derecede saygı duyan bir dünyalıyım. Elimden geldiğince ülke tepetaklak olduğunda, sevdiğim şeyler beni bulduğunda, kameram parladığında size bir şeyler anlatmaya çalıştım. İlişkileri sevdiğinizi, siyasetten pek hoşlanmadığınızı, sergileri merak ettiğinizi ama pek gitmediğinizi, Eskişehir'in tercih edilen bir seyahat ili olduğunu sizden öğrendim. 

-Işığın o yansıdığı şekliyle şu an çok güzel gözüküyorsun! ( Bana sorarsanız en çirkin gözükdüğüm yer düşünerek yazılmış şu yazılar. Ben düşünürüm, çok düşünürüm, ama düşündüğümü yazarım, kutulara, duvarlara saklamam, ağzıma geleni söylerim, huzuru bir tek olduğum gibi olabildiğimde, hissettiğimi karşımdakine yansıttığımda bulurum, ben işte o zaman ben olurum. Ama burada değil. ) 

5 haneli bir yolculukta beni ve karışık aklımı paylaşan herkese sonsuz saygılarımla.. 

İyi haftasonları..

1 yorum:

  1. Yazmanın doğasında bir süzgeç var, onun ayarı sadece bizim elimizde.. Cümlendeki kelimelerin yerlerini değiştirdiğinde bile okumasını, anlamını değiştirmiş olursun diğer pek çok kişi için.
    Zor zanaat valla şekerim, azımsıyorlar:)

    YanıtlaSil