22 Ocak 2012 Pazar

90-91-92-93-.....

Dün azda olsa takip etmeye çalışsamda yapamadım, ne o kadar şarkıları dinleyebildim ne konuşulanları. Düşündüm sonrası için ne hatırlıyorum? Ben umutlarımı, sevinçlerimi, neşemi orada bırakmışım. Bugün pazar, ben öyle olduğuna inanmıyorum ama sanırım öyle. 

97'de bir pazar olsaydı, ben uyurken babam ayakkabılarını temizlemiş, gazeteleri ayıklamış, mevsimi uygunsa tencereye kabakları koymuş, peynir tabağını hazırlıyor olurdu. Sofradan kalktığımızda muhtemelen televizyonda harika pazar vardır. Hatta mevsim yazsa o kahvaltı tenis kulübünde yapılırdı. Star'da geceleri Parliament sineması olurdu. Pazartesi geceleri Şehnaz Tango vardı, uyumuş gibi yapıp duvardan dinlerdim ne olduğunu. Delice Ebru Gündeş hayranı olduğum ve babam izin vermediği için seyretmeme Fırtınalar'ın olduğu gece amcamlara çıkar, aşağı inmezdim. Yüzlerce tekrarıyla Çılgın Bediş seyrederdik, bir noktadan sonra zorunluluktu. Asla vazgeçemediğim Cesur ve Güzel ama merak edenlere hala devam ediyor. Doksanlarda Barbie'ler ve onların kıyafetleri bile daha güzeldi. Hugo Abi'de tuşların hep çalışmadığına inanırdım. Batıda yaşarken ilk Walkman'imi Kilis'ten aldım. İlk teybim babamın yılbaşı hediyesi. Hatırladığım ilk kaset Ricky Martin. Tatlıses şovun Olgun Şimşekli zamanları. Kemal Sunal dizileri, Bay Kamber, Ayşen Grudalı Ana. Ve Tetris.

İki katlı otobüse binmenin hayatımın en büyük isteği olduğu tatiller. Kaçıp kaybolmaya alışmaya başladığım zamanlarda, ilk kaçışımın bir tatil köyünde saklanmak olduğu bir yaz. Serdar Ortaç'ın "Ben Adam Olmam"ı çalsın diye saatlerce Kral Tv'in önünde beklemek. Bir Demet Tiyatro ve Feriştah. Aslan Kral. Michael Jordan. Pretty Woman. Turuncu ilk bikinim, ve babamın bacaklarım hakkında yaptığı yorum. Bitmek bilmeyen Danköz olma hayallerim. Kardeşim. Apo'nun yakalanma çabaları. Ecevit ve Rahşan. Sıdıka. Sıcak Saatler. Sarı bisikletim. Spice Girls ayakkabıları. Anneannemin fırında kestane yapması. Trt sanat müziği koroları. Pazar akşamları Bizimkiler, mevsim yazsa onlar Yazlıkçılar olurdu. İner misin çıkar mısın? Halit Kıvanç'la evet hayır mücadelesi. Bay Turnike. Çarkıfelek en izlenebilir yılları. Cıne5'in her şey olduğu, kırmızı noktalı yayınların olduğu saatler. Galatasaray'ın beş sene üst üste serisine başlaması. Reklamı olan tek bisikletin "bianco" olması. Barış Manço ile yediden yetmiş yediye. Susam Sokağı. Cat giymek. Kargo pantolonlar. Fırından ekmek almak, malum artık marketten alıyoruz. Beverly Hills ve Richie Rich. Jetgiller, Tazmanya Canavarı. Jöleyi öperek pratik yapan kızı izlemek. Jane Eyre okumak. Ve unutmamalı ki o zaman herkes bıyıklıydı. Ve o zamanlar Televizyon Çocuğu vardı, zagalamak diye bir tabir..

Artık ne nereden sonra karıştırıyorum, ama tek bildiğim ben doksanlarda çocuktum, sonra bir daha hiç olmadım, öyle bile hissetmedim. 90'lar babamdı benim. Hatırlayabildiğim ve hatırlanmaya değecek tek 10 yıl...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder