12 Ocak 2012 Perşembe

19 Mayıs Oturma Bayramı

Sıra 19 Mayıs'a mı geldi gibi cümleler kullanmayacağım. Kulağımda haberi okuduğumdan beri annemin hikayeleri var. "Kızım ben bando çalardım, kızım statta törene katılırdık, sen bir onu bile yapmadın. 29 Ekim'de ildeki geçit töreninde bile yürümedin." Söylenecek çok fazla bir şey yok, yıllar geçerken her şey şekil değiştiriyor. Geçen yıl kuzenimin stat kutlamalarında tango yaptığını hatırlıyorum ama.

19 Mayıs Kurtuluş Savaşı'nın başlangıç günüdür. Biz gençlere armağan edilmiştir; çünkü gençlik hep umut, hep gelecek, kurtuluş olarak görülmüştür. Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur denilip, birde ona spor eklenmiştir. Şimdi iki duygunun ifadesi olan büyük törenler yapılmayacakmış. Dans gösterileri ve pırıl pırıl gençler büyük alanları doldurmayacak, TRT bunları yayınlayamayacakmış. Haklılar, çocukların, gençlerin tek aktivitesi başbakan koltuğuna oturmak olsun. Nede olsa özenilecek tek pozisyon o. 

Eski köye yeni adet gelmez, gelirse de neden diye sorarlar. Buna cevabınız yoksa, gençlerin gazabından allah korusun sizi. Ben bu harekete bir anlam veremedim. 

2 yorum:

  1. Lisedeyken İnönü Stadı'nda 19 Mayıs'a katıldım. O zamandan beri bu gösteriler kaldırılsın diyorum şahsen. Gösterilerin birlik, beraberlik oluşturmak gibi bir fonksiyonu asla yok hatta tam tersi nefret yaratıyor. 3 hafta kadar okula gitmedik toz toprak içinde bir yerde sporla alakası olmayan saçma sapan hareketler çalıştık başımıza güneş geçti ıstakoz gibi yandık hepimiz. Çalışmalar sırasında hocalardan hakaretler gırla.. İnönü'deki provada yağmur bastırdı iliklerimize kadar ıslandık. O kadar bezmiştim ki annemlere görmeye gelmeyin dedim. Gösteri günü çıkışta iki okul kavgaya tutuştu arada kaldık bjk store'a sığınmaya çalıştık kapalıydı vs. Arkadaşımla birbirimize sarılıp buradan nasıl çıkarız diye düşündüğümüzü hatırlıyorum. O gün bugün nefret ederim o törenlerden, hakikaten travmatik geçiyor hazırlıkları.
    Bu da böyle uzuun bir hikayem işte :)

    YanıtlaSil
  2. hakkında yapılacak haberleri ve yorumları yine çetrefilli yeni bir mevzumuz daha oldu. zira alakalı neşredilen her kelime, bir şekilde ‘siyasi iktidar vs kemalizm’ ringiyle ilişkilendirilecek. ama geniş spektrumlu hakkaniyetler doğurmanın bir yolu varsa, o da kanaatimce dürüst olmaktır. ben domuz etinin tadını sevmeyenlerdenim.

    stadyumlarda topluca kutlanan milli bayramların; hala bu işlevselliğinden kurtulamamasının nedeni, belki de otokrasinin moda olduğu iki savaş arası dönemde kurulmuş bir devlet olduğumuz içindir. zira kolaylıkla bu törenlerin, halkını asker gibi diri, uyumlu ve disiplinli olduğunu dünyaya kanıtlama çabası olarak da değerlendirilebileceğinin kanısındayım.

    -bu tip gösterilerin en babalarını, en afililerini zamanında hangi rejimin düzenlemiş olduğunu video arama motorlarına ‘riefenstahl’ yazarak kanımı paylaşabilirsiniz-

    19 mayıs gösterilerinde yüksekten bakan biri için anlamlı görüntüler oluşturacak bir koreografi tasarlanır. ama aşağıdaki zavallılar tam olarak ne olduğunu kavrayamazlar; sadece duracakları yer ve yapacakları hareketleri ezberlerler. erkekler bir ara çiftçi olup güya yerden saman kaldırır gibi eğilip kollarını savurur; o noktada kızlar gelip etraflarında arı misali seke seke dönüp durur. ve diz çökülüp dansa davet çıkarılır…

    sonrasında ‘vals’ olduğu söylenen birtakım figürlerle birkaç adım kıvrandıktan sonra, birden ayrılıp paldır küldür sahanın köşe noktalarına doğru koşulur. omuz omuza verilip çemberler oluşturularak “phantom of the opera” eşliğinde bir sağa bir sola… ne oluyor lan?

    milli duygular-anma, hatırlama-yad etme, gençlik- spor bu mu? ayrıca neden stadyum? sporun ikametgahı için mi? 23 nisan da parklarda, piley-steyşın salonlarında kutlansın? geniş alan, hareket olanağı mı? mesela sallanmak gibi mi?

    ayrıca neden dini bayramlar da stadlarda kutlanmıyor? her ramazan bayramında her caminin imamı -müftülüklerinden aldığı emirler doğrultusunda- cemaatlerini senkronize hareketler ve ulvi gösterilerle bayrama hazırlasa? müminler oturdukları koltuklardan ellerindeki renkli kartonları değiştirerek kocaman kocaman hadisler yazsalar. müezzinler temsili bayram şekeri, çiklota kıyafetleriyle ilahiler söyleseler…

    münferidizm bir yana bırakılırsa, “sence tören olsun mu olmasın mı” dayatması ringdeki renginizi belli etmek içindir. zira her an ‘yandaş’ yahut ‘statükocu’ yaftalamalarıyla karşılaşabilirsiniz. bu sistem taktiklerinin gölgesinde benim aklıma gelen ilk sorular ise;

    doktorunuz “linf kanseri olabilirsiniz” dediği için mi yoksa hocanız “günah” dediği için mi domuz eti yemiyorsunuz? yoksa sadece tadını mı beğenmediniz?

    YanıtlaSil