21 Nisan 2012 Cumartesi

Muhalefet ve Cinler

Elimde bir valiz..
Gidipte dönmemek olsa keşke diyorum..

Yine bir yolculuk zamanı, evet bildiniz. Başka bir ülkeye gitmek daha farklı bir heyecanmış, belki bir arayış. Uzun zamandır başka bir yerde yaşasam daha mutlu bir insan olacağımı düşünüyorum. Bu Türkiye'yi sevmediğimden ya da tek kurtuluş gitmek kafasından gelen bir durum değil, kendini tamamlama isteği, bu bazen bir sokak, bazen bir şehir, bir dil, bir kültür. 

Ne olduğunuzu bilirsiniz, ama en çok neyin yanına yakışacağınızı bilemezsiniz. 

Erkeklerin ağızlarının açılacağını tahmin ediyorum. Rotam Dubrovnik beyler. Hava sıcaklığı Türkiye'yle hemen hemen aynı olduğu için daha çıplak şeyler görmeyi beklemiyorum, üzgünüm. 

Hafta sıkıntılı, hava sıkıntılı, ben sıkıntılı, memleketim sıkıntılıydı. Hayatımda onun için yapılmış bir şeye teşekkür etmeye bile vakti olmayacak kadar meşgul tek türle tanıştım. Küçük Prens'in devamı olsaydı oradaki gezegenlerden birinde yaşayabilirdi, ama ben yine de kendisiyle tanıştığıma memnun oldum, ne diyim şimdi bundan sonra, pardon biz insanlar teşekkürü yeri ve zamanında ederiz, iyileştikten üç hafta sonra geçmiş olsun demenin anlamı olmadığı gibi?

Ama ne dersin, hayat, insanlar garip, vapurlar falan..

Her yolculuk, bir daha geçilmeyecek bir yolu gösterirmiş. Kimse gittiği yeri bir daha görmek istemez, mi acaba? 

Size de ülkede biraz kaos var gibi gelmiyor mu? Yoksa güllük gülistanlık büyüme rakamlarımız, kalbimizi insan sevgilisiyle doldurup, mutlu dindar mesut ülkemizde her gün ilahiler okuyarak hurma toplamıyor muyuz? Sıkıntı var, sıkıntılar var "sayın" devletim. 

Bir ülkede bir doktor "Topunuz doktorsuz kalın" diyebiliyorsa, mesleğine lanet ediyor, can kurtarmak yerine canının derdine düşüyorsa, bir sıkıntı var. Bir torun, dedesinin ölümüne ağlamak yerine, emekli maaşının peşinde bir cana kıyıyorsa, emekli maaşına mecbur eden sistem burada çok mu masum? 

Yeri gelmişken, Tiyatromdan Uzak Dur. Ne reformist hükümetsin gözünü sevdiğim, yok mu bir duraklama dönemin, biz muhalefet olmaktan yorulduk, senin cinler bir türlü durulmuyor, sakin, vaziyet böyleyse önümüzde uzun yıllar var, evliliğin ilk 10 yılı kritiktir derler, düşünerek lütfen. 

Ben giderim dönerim, ama siz İstanbul'uma iyi bakın. 

İyi haftasonları, çocuklar gibi şen olun, hala 23 Nisan'ın bir tarafından tutabiliriz ;) 

Not: Bu kadar if'li bir valiz bulduğum için ne kadar mutluyum anlatamam. 

Not2: Şimdi ben cin dedim ama iyi olmadı değil mi, neyse o üç harflilerden işte. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder