21 Eylül 2011 Çarşamba

Emmy'nin ardından..


Ben bu kadına bayılıyorum, sizi bilemem ama ;)


Bir Emmy ödülleri gecesini daha geride bıraktık, ben etkisinden ancak kurtulabildim ki, yazabiliyorum. Sonuçlara çok şaşırdık mı, dalga mı geçiyorsunuz, Mad Men yine yaptı yapacağını, Boardwalk Empire kaldığı yerden devam etti, Kate Winslet'i hepimiz bekliyorduk, komedi alanında tabiri caizse Modern Family sildi süpürdü. Good Wife ile ödül alan Julianna Margulies'e saygım sonsuz. Niptuck'tan hatırlayanlarınız var mı bilmiyorum ama Peter Dinklage inanılmaz bir oyuncu, onu gördüğüme çok sevindim. Herkes Game of Thrones izlemeye başlarken o da Peter sayesinde geceden nasibini aldı. Mini diziler The Pacific ile kendilerini onları yok sayanlara bile duyurmuşlardı, her sene daha da başarılı yapımlar ortaya çıkıyor. Yılda üç dört, bazen daha az sayıda filmle izleme fırsatı bulduğumuz Hollywood yıldızlarını da tv ekranında görme şansı bulmuş oluyoruz. Sağolsunlar.

Evet, bu kadına bayılıyorum, hele bu sene klişeleşmiş tabirle kırmızı halının rengi kırmızıydı ama bana sorarsanız en güzeli oydu. Renklerle çok aram yoktur, yıllarla biraz daha barışmaya çalışıyorum ama işte baştan aşağı elegant kırmızı bir elbise böyle olur ve böyle taşınır. İzlemeyenleriniz varsa Kate Winslet'in sınırlarını Reader ve Revolutionary Road'ta keşfetmenizi tavsiye ederim. Reader'ın ilk kırk beş dakikası zordur ama kesinlikle değer. Revolutionary Road ise Leonardo ile Titanic'ten sonra buluşturan ve biraz yorucu bir film, ama her ikisi de harikalar.

Kate'e iltifat etmeyi bırakıyorum, who wore what

Yanyana durduğunda Gwyneth ve Julie'nin kumaş benzerliği gözümden kaçmadı. Katie ne yapsa zayıflığını saklayamamış.


Fotoğraflar için luxpresso'ya teşekkürler. 

"If I have a chance to stand on redcarpet, I will absolutely wear a black strapless dress, may be some lace" Black is always fashion.
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder