Dün kim olduğunun önemli olmadığı biriyle 5,5 saat kendimi bulmak için konuştum. Hayır bulamadım. Bu zaten öyle aman aydınlandım ben buymuşum demekle olacak bir şey değil. Çok yorulmanız ve gerçekten düşünmeniz gerekiyor. Kendini bulma meselesinde ister istemez düşünebilen ve düşünemeyen insanlar üzerinden bir tartışma başlıyor. Sonra canımız sıkılmaya başlayınca topluma saydırıp, bardak gibi kendimizi camın önüne koyuyoruz. En son boşver beni kendine bak derken, kendi acınacak halimi nasıl gördüğümü size anlatsam, Rawls'un empanti insanlara eşit olmayan bir şekilde dağıtılmış ve en adaletsiz, çirkin duygulardan biridir önermesini yok saymış olacağım. Evet size güvenmiyorum.
Ortak olarak buluştuğumuz nokta, insanlar eğer karşılarındakilere ne hissettirdiklerini bilselerdi, o yönde davranmazlar mıydı acaba? Acaba? Adam Smith eğer bunu dersem, mezarında ters döner. Bencil kişiliklerimize ne oldu? Başka birini üzmemek, ya da mutlu etmek adına biz olmaktan ve kendi arzularımızdan mı vazgeçeceğiz. Temel haklar teorileri, özgürlük tanımlarına ne oldu, bir şeyi doldurmaya çalışırken diğerinin içini mi boşaltacağız.
Saçmalıyorum ve siz büyük ihtimalle hiçbir şey anlamıyorsunuz. Biz dün akşam anlaştık. Sadece paylaşmak istedim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder